14 Nisan 2011

Tarihi sefarethane İtalya'yı bekliyor.

0 Yorum
Tarabya'da, 102 yaşındaki İtalyan Sefarethanesi'nin restorasyon çalışması 5 yıldır mülk sahibi İtalya hükümetinin onayını bekliyor



İstanbul Boğazı'nda Tarabya Oteli'nin yanında bulunan İtalyan Sefarethanesi, restore edilmezse yıkılacak. Sultan II. Abdülhamid; 1909'da, ünlü saray mimarı D'Aronco'ya yaptırdığı 5 katlı ahşap binanın tapusunu, Karadağ prensinin kızıyla evlenen İtalya Kralı Victor Emmanuel'e düğün hediyesi olarak verdi. Tam 102 yaşında olan bina, yıllara meydan okudu. Fakat 10 yıl önce, bahçedeki ağaç, üzerine yıldırım düşünce devrildi ve binaya ağır hasar verdi. Bunun üzerine, İtalyan ve Türk mimarlar, restorasyon için seferberlik ilan etti. Her iki ülkede eşzamanlı basın açıklamaları ve toplantılar düzenlediler. Türkiye'de bürokratik işlemler, hızla tamamlandı, gerekli izinler alındı, tadilat projesi çıkarıldı. 2006'nın Mayıs'ında dış iskele de kuruldu. Fakat, Sefarethane'nin onarımı için gereken bütçe ve son izin, İtalya Bakanlar Kurulu'na takıldı. Aradan geçen 5 yıl içinde, bu izin çıkmadı. 

DIŞİŞLERİ HAREKETE GEÇMELİ 
İstanbul Teknik Üniversitesi, Mimarlık Tarihi Bölümü'nün ünlü mimarlarından Prof. Dr. Afife Batur, "Böyle bir eserin bu hale gelmiş olmasına çok üzülüyorum. Türkiye'deki resmi prosedür çok kısa sürede tamamlandı. Ama İtalyan hükümeti bütçe çıkarmazsa tarihi ve mimari özelliği büyük olan bina birkaç yıl içinde yıkılacak" dedi. Batur şöyle devam etti: "Mülk İtalya'ya ait olduğu için bütçenin ve onayların bu ülke tarafından verilmesi gerekiyor. Böylesine terk edişin, çöküşün sahibi olan ülke; sanatta, mimaride dünya şaheserleri yaratmış, benliği sanatla yoğrulmuş İtalya'dır. Hayranlık duyduğum İtalyanların böyle bir ihmali, aldırmazlığı kabullenişini düşünemiyorum. Binanın bir an önce eski görkemine kavuşması için diplomasinin harekete geçmesi gerektiğine inanıyorum." Sarıyer Belediyesi yetkilileri ise, Dışişleri Bakanlığı'nın bir an önce devreye girmesi gerektiğini söyledi. 

Sabah

20 Şubat 2011

Tarihi Beyazıt Camii’nin Hünkar Kasrı çıkan yangın sonucu kül oldu.

0 Yorum
Tarihi Beyazıt Camii’nin Hünkar Kasrı çıkan yangın sonucu kül oldu

Elektrik kontağından çıktığı sanılan yangın kısa sürede ahşap binayı sardı. İtfaiyenin müdahale etmesiyle yaklaşık bir saat içinde yangın kontrol altına alındı.   Kasım ayında Haydarpaşa Garı'ının çatısında restorasyon sırasında yangın çıkmış, çatı büyük hasar almıştı. 10 gün önce de Tophane'deki Kılıç Ali Paşa Camii'nde yine restorasyon çalışması sırasında yangın meydana gelmişti.



'Çalışanların galiba biraz daha dikkatli olması ihtiyacı gün geçtikçe artıyor'

Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay, Beyazıt Camisi Hünkar Kasrı'nda çıkan yangının elektrik kontağından kaynaklandığının ve ahşap yapıda zarar oluştuğunun söylendiğini belirterek, “Orada çalışanların ve müştemilatı kullananların galiba biraz daha dikkatli olması ihtiyacı gün geçtikçe artıyor” dedi.

Konuya ilişkin İstanbul Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Müdürü ile görüştüğünü belirten Günay, yangının itfaiye tarafından söndürüldüğünü ifade etti. Günay, “Oradaki ahşap yapıda bir zarar olmuş ve elektrik kontağından olduğu söyleniyor. Geçen hafta Kılıç Ali Paşa'da da böyle bir iddia vardı. Orada çalışanların ve orada müştemilatı kullananların galiba biraz daha dikkatli olması ihtiyacı gün geçtikçe dayatıyor” diye konuştu. 

Bakan Günay, yangının meydana geldiği kurumun Bakanlığına değil, Vakıflar Genel Müdürlüğüne bağlı olduğunu ifade ederek, “Tarihi eser olduğu için ben de çok yakından ilgiliyim. Bugün de uğrayıp ayrıntılı bilgi almaya çalışacağım. Dikkatle takip ediyorum ama bir saat kadar önce yangının kontrol altına alındığı, hatta durdurulduğu söylenmişti” şeklinde konuştu.



BÜYÜK ZARAR

Beyazıt Camii’ne bitişik olan Hünkar Kasrı’nın ikinci katında saat 10.30 sıralarında yangın çıktı. Elektrik kontağından çıktığı tahmin edilen yangın kısa sürede ahşap yapının üst tarafını tamamen sardı. Yangından kısa süre sonra olay yerine gelen Fatih İtfaiye ekipleri alevlere müdahale etti. Yaklaşık bir saat süren çaba sonucu yangın kontrol altına alınırken, tarihi binanın yangında büyük çapta zarar gördüğü bildirildi. 

Yangından sonra olay yerine gelerek incelemelerde bulunan Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir yangının elektrik kontağından çıkmış olabileceğini söyledi. Yangından Beyazıt Camii’nin ve padişahın namaz kıldığı Hünkar Mahfili’nin zarar görmediğini belirten Demir, "Hünkar Kasrı ile Hünkar Mahfili’ni birbirine bağlayan tarihi ahşap kapı zarar görmemiş. Yangın caminin olduğu kısma sıçramadan kontrol altına alınmış" dedi. 

İLK EKİP 4 DAKİKADA ULAŞTI 



İstanbul Büyükşehir Belediyesi, Beyazıt Camii’ndeki yangınla ilgili yazılı açıklama yaptı. Açıklamada şöyle:  "Hünkar Mahfili olarak imar edilen giriş katı İmam odası, ikinci katında çıkan yangın itfaiyenin kısa sürede müdahalesi ile söndürüldü. Beyazıt Camii Derneği tarafından toplantı salonu olarak kullanılan 2 katlı ahşap yapının nedeni henüz belirlenemeyen yangın saat 10.30 sıralarında itfaiye komuta merkezine ihbar edildi. İhbarın alınmasıyla Fatih takım, Eminönü grup ve Beyoğlu takım olarak olay yerine hareket itti. Olay yerine 4 dakikada ulaşan ilk ekip yangın söndürme çalışmalarına başladı. Diğer ekiplerde anında müdahale ederek alevlerin camiye ve çevreye sıçramasını önledi. Alevler kısa sürede bastırılarak yangın saat 10.45 sıralarında tamamen söndürüldü. Yangının çıkış nedeni teknik ekiplerin incelemesinden sonra netlik kazanacak. Binanın giriş kat imam odası ıslanmak ve islenmek suretiyle zarar gördü. Yangında yaralı ve can kaybı yok."

"YENİDEN İBADETE AÇACAĞIZ" 

Beyazıt Camii'ndeki yangınla ilgili Vakıflar Genel Müdürü Adnan Ertem açıklama yaptı. Ertem, "Yanan kısım Hünkar Mahfili'nin bir bölümü. İbadete kapalı olan bir bölüm. Tesisata yönelik bizim bir çalışmamız var. Şunu içtenlikte söyleyebilirim, 5-6 sene öncesine kadar hiçbir camimizin projesi yoktu. Yangın, deprem veya herhangi bir şey olsaydı yenisini yapmaya elimizde proje yoktu. Ama şimdi bütün camilerimizin projeleri var. En ufak bir şey olduğunda tamamına müdahale edip, restore etme imkanına sahibiz. Burada deprem sonrasında oluşan çatlaklar vardı. Bu yıl için restorasyon programına almıştık. Bir sıkıntı yok. Restorasyonunu yapacağız. İnşallah aslına uygun olarak yeniden ibadete açacağız" dedi. 

"RESTORASYON SIRASINDA OLAN BİR ŞEY DEĞİL" 

Yangın çıkan bölümde bir restorasyon olmadığını vurgulayan Ertem, "Burada bir restorasyon yoktu. Restorasyonla ilgili olmayan bölümde çıktı yangın. Avizenin ahşaba monte edildiği bölümdeki bir kaçaktan dolayı olduğunu ifade etti, itfaiyeci arkadaşlar. Restorasyon yoktu. Kılıçali Paşa'da restorasyon vardı ama bizim restorasyonla alakalı değil, sokak lambasından olan bir kaçaktan olmuştu. Restorasyonlara dikkat etmek gerekiyor. Ama buradaki restorasyon sırasında olan bir şey değil" şeklinde konuştu. 



HÜNKAR KASRI 

Padişahlar cuma namazlarını Beyazıt Camii’nin Hünkar Mahfili’nde kıldıktan sonra dinlenmek ve halkın sorunlarını dinlemek için Hünkar Kasırı'na geçiyordu. 2’nci Bayezid tarafından 1501 yılında inşasına başlanan camii 5 yılda tamamlandı. Hünkar Kasrı’nın da içinde olduğu camii’nin külliyesinde 2’nci Bayezid’in türbesi de bulunuyor. (dha)

Fotoğraf: Zaman


Tolga KOCADÖLÜ/MİMARİ RESTORASYON

17 Şubat 2011

İstanbul 2010 Avrupa Kültür BaşkentiKentsel Projeler Restorasyon --- Kariye Müzesi

0 Yorum

Kariye Müzesi
İstanbul 2010 AKB Ajansı'nın desteği ile onarılıyor.. Kariye Manastırı, Bizans Dönemi'nin İsa'ya adanmış en önemli manastırlarından. Türkiye'deki eski kiliseler arasında, içinde en fazla mozaiğe sahip olanı. 6.YY başlarında inşa edildiği bilinen Kariye Manastırı, fetihten sonra camiye çevrildi, 1948'den bu yana da müze olarak kullanılıyor. İstanbul'daki müzeler arasında günlük ziyaretçi sayısı bakımından üçüncü sırada geliyor. Mozaikleri ve freskleriyle sanat tarihi açısından önde gelen yapılardan olan Kariye, hem İstanbul kent tarihi hem de kültür turizmi açısından çok önem taşıyor. İstanbul 2010 AKB Ajansı desteğiyle müze için bugüne kadar hazırlanmamış projeler üretildi.

Kariye Müzesi - Mozaik - Detay(Bebek İsa Meryem)

Restorasyon uzmanı yüksek mimar M.Çıngı Salman, hem müze yapısını hem de mozaiklerini ön plana çıkaracak bir restorasyon projesi hazırladıklarını, projeyle yapının gelecek kuşaklara aktarımı için gereken korumanın alt yapısını oluşturduklarını söylüyor.

Kariye Müzesi - Kubbe


Kariye Müzesi - Kubbe - Mozaik - Detay

6.YY başlarında inşa edildiği bilinen, Osmanlı Döneminde cami olarak kullanılan yapının etrafında zamanla oluşan medrese, tekke, türbe, çeşme, imaretle birlikte bir manzumenin merkezi olan Kariye, İstanbul'daki müzeler arasında günlük ortalama ziyaretçi sayısı bakımından Ayasofya Müzesi, Topkapı Müzesi'nin ardından üçüncü sırada geliyor.  Mozaikleri ve freskleriyle kültür turizmi açısından önem taşıyor.

Kariye Müzesi - Mozaik - Detay
Bütün bu önemine rağmen Kariye Müzesi, gerekli fiziksel şartların sağlanamaması nedeniyle bir taraftan tahrip olmaya devam etmiş, diğer taraftan da ziyaretçilerine değerlerini yeteri kadar sergileyememesi saptanmış.

İstanbul 2010 AKB Ajansı desteği ile Kariye Müzesi'nin projelerini Işık Proje Hizmetleri tarafından hazırladı. Müzenin öncelikle bugüne kadar hazırlanmamış rölöve, restitüsyon ve restorasyon projelerinin hazırlanması sağlandı. Restorasyon uzmanı, yüksek mimar M.Çıngı Salman ziyaretçi sayısının yoğunluğuna ve rutubet sorunu olan yapının bu kadar yoğun ziyaretçiyi kaldıramadığına dikkat çekiyor. Çözüm önerisi ise son derece uygulanabilir: "Müzeye bir anda 250-300 kişilik ziyaretçi kafilesi gelebiliyor. Onların nefes alıp vermeleri sonucu oluşan nem bile mozaikleri olumsuz etkiileyebiliyor. Ziyaretçiler daha küçük gruplarla müzeye alınabilir."

Kariye Müzesi - Mozaik - Detay

Projenin Adı: 
Kariye Müzesi Rölöve, Restitüsyon, Restorasyon ve Tesisat Projelerinin Hazırlanması

Müellifi/ İlgili İdare:
İstanbul İli Kültür ve Turizm Müdürlüğü

Süre: 
7 Ay

Bütçe:
159.300TL

Başlangıç - Bitiş Tarihi: 
07.05.2009 - 08.12.2009

Özeti/ Hedefi/ Amacı:
6.YY başlarında ina edildiği bilinen Kariye Manastırı, Bizans Döneminin önemli manastırlarından biri olup manastırın ayakta kalan kilise yapısı, önce camiye daha sonrada müzeye çevrilmişti. Kariye Müzesinin rölöve, restitüsyon, restorasyon ve tesisat projelerinin hazırlanarak yapının belgelenmesi ve restorasyon uygulamalarına gerekli zemini oluşturan projeler İstanbul 2010 AKB programı kapsamında hazırlatıldı.

7 Şubat 2011

Öğrenci ders kayıt için gerekli olan bilgiler

0 Yorum
Arkadaşlar Merhaba:

Öncelikle okulda ders kayıt işini anlatmak istiyorum her öğrenci okulun resmi sitesinden ders kayıt yapmaası lazım bunun adımlarını yazıcam

plato myo nun  bys.plato.edu.tr  adresine girip kullanıcı girişlerini yaptıkdan sonra

  • Kayıt Yenileme (Ders Seçme) İşlemleri     seçeneğini tıklayarak derslerinizi görmektesiniz

    İngilizce hocanızı ilk dönemki hocanız ile devam ediceksiniz hocanızı o şekilde seçim yapıcaksınız

    Tüm dersleri tikledikden sonra alt kısımda seçenekleri ekle butonuna tıklayarak tamamlıcaksınız son olarak

    Son adım olarak Danışman onayına gönder  butonuna tıklayarak son işlemide yapmış olmaktasınız

    Kolay gelsin

    Sevgilerimle    Tolga KOCADÖLÜ
  • 23 Ocak 2011

    İtalya'nın başkenti Roma'nın simgesi Colosseum Restorasyon bekliyor

    0 Yorum
    İtalya'nın başkenti Roma'nın simgesi Colosseum Restorasyon bekliyor

    İtalya'nın başkenti Roma'nın simgesi haline gelen ve asıl adı Flavio Anfitiyatrosu olan Colesseum 25 milyon euro (yaklaşık 50 milyon lira) harcanarak restore edilecek.



    Başbakanlık Arkeolojik Alanlar Daire Başkanı Roberto Cecchi, Roma Belediye Başkanı Gianni Alemanno ve ünlü ayakkabı üreticisi TOD's Yönetim Kurulu Başkanı Diego Della Valle arasında Roma'da protokol imzalandı.

    İmzalanan protole göre İtalya'da ilk kez bir tarihi eserin restorasyon finansmanını özel bir kuruluş üstlenmiş oldu.

    Della Valle attığı imzayla, restorasyon bedeli olan 25 miyon euroyu (yaklaşık 50 milyon lira) ödemeyi taahhüt etti.

    Della Valle imza töreninin ardından, “Merak etmeyin. Colosseum üzerine dev bir ayakkabı maketi koymayacağım" dedi.

    Anfitiyatronun tamamen orjinal malzeme kullanılarak restore edileceği açıklandı.

    3 yılda tamamlanacak



    Bu sene içinde başlayacak çalışmaların en geç üç yıla kadar tamamlanması bekleniyor. Üstelik restorasyon sırasında anfitiyatro ziyarete açık kalacak.

    M.S. 72 yılında yapımına başlanan anfitiyatro M.S. 80 yılında tamamlandı. Toplam 84 girişi olan Colosseum 55 bin kişi kappasitesine sahip. Çevresi 527 metre olan elips şeklindeki anfitiyatro toplam 50 metre yüksekliğindeki 4 kattan oluşuyor. 1800'e kadar yağmalanan ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalan tarihi yapı, yapılan restorasyonla hayata döndü.



    (DHA) 
    Fotoğraf itü

    18 Ocak 2011

    Son Bilgisayar Dersinde Final Projeleri

    0 Yorum
    Evet arkadaşlar tekrardan merhabalar son bilgisayar projelerini teslim etmekteyiz herkes'e iyi tatiller diler hepinize kucak dolu sevgiler

    Saygılarımla Tolga Kocadölü

    16 Ocak 2011

    KARL MARX DAS KAPİTAL,KOMÜNİST MANİFESTO,MAX WEBER – KARL MARX VE KAPİTALİZM’E DAİR

    0 Yorum

    Karl Heinrich Marx
    (okunuşu: Karl Haynrih Marks) (5 Mayıs 1818 Trier - 14 Mart 1883 Londra) 19. yüzyılda yaşamış filozof, politik ekonomist ve devrimci. Komünizmin kuramsal kurucusudur. Birçok politik ve sosyal konuda fikri olmakla beraber, en çok Komünist Manifesto'nun (1848) giriş cümlesinde özetlediği tarih analiziyle tanınır: "Şimdiye kadarki bütün toplumların tarihi, sınıf savaşımları tarihidir."[1] Marx, bütün sınıflı toplumlarda olduğu gibi kapitalizmin de kendini yok etmeye yol açacak içsel dinamikler barındırdığına inanırdı; onun düşüncesine göre, nasıl ki kapitalizm eskimiş feodalizmin yerini aldıysa, sınıfsız bir toplum olan komünizm de "devletin proletaryanın devrimci diktatörlüğünden başka bir şey olmadığı" siyasal geçiş sürecinden sonra onun yerini alacaktır.[2]
    Marx, sosyoekonomik değişimlere belirli bir tarihsel zorunluluk perspektifinden bakardı; ona göre kapitalizm, yapısal durumunun dinamiği ve çatışması sonucu yerini komünizme kesin olarak bırakacaktır:
    « Modern sanayinin gelişmesi, burjuvazinin ayaklarının altından bizzat ürünleri ona dayanarak ürettiği ve mülk edindiği temeli çeker alır. Şu halde, burjuvazinin ürettiği, her şeyden önce, kendi mezar kazıcılarıdır. Kendisinin devrilmesi ve proletaryanın zaferi aynı ölçüde kaçınılmazdır. »
    (Komünist Manifesto )



    Marx, bu değişimin organize bir devrimci hareketle geleceğini düşünür; bu değişim, ancak uluslararası işçi sınıfının birleşik hareketiyle meydana gelecektir: "Bize göre komünizm, ne yaratılması gereken bir durum, ne de gerçeğin ona uydurulmak zorunda olacağı bir ülküdür. Biz, bugünkü duruma son verecek gerçek harekete komünizm diyoruz. Bu hareketin koşulları, şu anda varolan öncüllerden doğarlar." (- Alman İdeolojisi)
    Marx yaşadığı dönemde dünya çapında ünlü bir isim sayılmasa da, ölümünden kısa bir süre sonra düşünceleri dünya işçi hareketine yön vermiştir. Marksist Bolşeviklerin Rusya'da Ekim Devrimi'ni gerçekleştirmesi bunun en büyük örneğidir. 20. yüzyılda dünyada Marksist düşünce hemen hemen bütün ülkelerde taraftar bulmuştur. Marksizm, akademik ve politik çevrelerde en çok tartışılmış konulardandır.

    Karl Marx'ın yazdığı Das Kapital ve komunist manifestoya bu dosyalardan ulaşabilirsiniz.
    MAX WEBER – KARL MARX VE KAPİTALİZM’E DAİR…Yazısı ise docx dosyasında mevcuttur.













    http://rapidshare.com/files/442887205/MAX_WEBER_____KARL_MARX_VE_KAPae_TALae_ZM___E_DAae_R___.docx


    Rar şifresi: TOLGAKOCADOLU.BLOGSPOT.COM

    7 Ocak 2011

    Edirne Selimiye Camii Kütüphanesi'nin iç ve dış havasındaki mikrofunguslar

    1 Yorum
    Edirne Selimiye Camii Kütüphanesi'nin iç ve dış havasındaki mikrofunguslar [Indoor and outdoor airborne microfungi in Library of Selimiye Mosque]/ext/belgeler_v_e.swf">


    Edirne Selimiye camii 10mm balık gözü çekim

    Yunanistandan Bir Tapınak PARTHENON

    0 Yorum

    Parthenon (Antik Yunanca: Partenonas), Athena'nın tapınağıdır, M.Ö. 5. yüzyıla Atina Akropol'ünde inşa edilmiştir.
    Antik Yunan'dan günümüze kalan yapılar arasında en iyi bilinenidir ve Yunan mimarisinin en büyük eseri olarak kabul edilir. Dış cephesinde kullanılan heykeltıraşlığın Yunan sanatınınen yüksek noktası olduğu düşünülür. Dünyanın en büyük kültürel abidelerinden biri olarak Partenon, Antik Yunan`ın ve Atina demokrasisinin de sembolüdür. Tapınak Dor üslubu ile inşaa edilmiştir.
    Partenon isminin Atena Partenos`ün kült heykelinden geldiği sanılmaktadır. Bu heykel Fidias tarafından fildişi ve altın kullanılarak yapılmıştır, Athena`nın sıfatı parthenos (bakire) tanrıçanın bekaretini simgelemektedir


    Tarihcesi:


    Partenon, Perslilerin M.Ö. 480'de eski Athena tapınağını yok etmesinden sonra yapılmıştır. Birçok Yunan tapınağı gibi Partenon da hazine olarak kullanılmıştır.
    M.S. 6. yüzyılda Partenon Bakire Meryem`e adanan bir kiliseye çevrilmiştir. Osmanlı Devleti`nin fethinden sonra 1456 yılında ise cami olarak kullanılmaya başlanmıştır. 1687`de Türkler burayı cephanelik olarak kullanmaya başlamış, Venedik savaş topu tarafından vurulmuştur. Bu olay/patlama tapınağa ciddi biçimde zarar vermiştir.
    Yunan isyanı sırasında Yunanlılar tarafından savunma amaçlı olarak da kullanılmıştır. 19. yüzyılda heykel parçaları Lord Elgin tarafından İngiltere`ye taşınmıştır ve şu anda Britanya Müzesi`nde sergilenmektedir. Bu eserlerin Yunanistan`a gönderilip gönderilmeyeceği halen tartışılmaktadır.

    5 Ocak 2011

    0 Yorum

    VENEDİK TÜZÜĞÜ ( Mayıs 1964 )

    TANIMLAR

    Madde 1 : Tarihi anıt kavramı sadece bir mimari eseri içine almaz,bunun yanında belli bir uygarlığın,önemli bir gelişmenin,tarihi bir olayın tanıklığını yapan kentsel ya da kırsal bir yerleşmeyi de kapsar.Bu kavram yalnız büyük sanat eserlerini değil ,ayrıca zamanla kültürel anlam kazanmış daha basit eserleri de kapsar.

    Madde 2 : Anıtların korunması ve onarımı için,mimari mirasın incelenmesine ve korunmasına yardımcı olabilecek bütün bilim ve tekniklerden yararlanılmalıdır.

    AMAÇ

    Madde 3 : Anıtların korunmasında ve onarılmasındaki amaç ,onları bir sanat eseri olduğu kadar ,bir tarihi belge olarak da korumaktır.

    KORUMA

    Madde 4 : Anıtların korunmasındaki temel tutum ,korumanın kalıcı olması,sürekliliğin sağlanmasıdır.

    Madde 5 : Anıtların korunması,her zaman onları herhangi bir yararlı toplumsal amaç için kullanmakla kolaylaştırılabilir.Bunun için bu tür kullanma arzu edilebilir ,fakat bu nedenle yapının planı,ya da bezemeleri değiştirilmemelidir.Ancak bu sınırlar içinde yeni işlevin gerektirdiği değişiklik tasarlanabilir ve buna izin verilebilir.

    Madde 6 : Anıtın korunması,ölçeği dışına taşmamak koşuluyla çevresinin de bakımını içine almalıdır.Kütle ve renk ilişkilerini değiştirecek hiçbir yeni eklentiye,yok etmeye ,ya da değiştirmeye izin verilmemelidir.

    Madde 7 : Bir anıt , tanıklık ettiği tarihin içinde bulunduğu ortamın ayrılmaz bir parçasıdır.Anıtın tümünün , ya da bir parçasının başka bir yere taşınmasına -anıtın korunması bunun gerektirdiği ,ya da çok önemli ulusal veya uluslar arası çıkarların bulunduğu durumlar dışında-izin verilmemelidir.

    Madde 8 : Anıtın tamamlayıcı öğeleri sayılan heykel,resim gibi süslemeler,ancak bunları korumanın başka çaresi yoksa kaldırılabilir.

    ONARIM

    Madde 9 : Onarım uzmanlık gerektiren bir iştir. Amacı anıtın estetik ve tarihi değerlerini korumak ve ortaya çıkarmaktır. Onarım kendine temel olarak aldığı özgün malzeme ile güvenilir belgelere saygıyla bağlanır.Faraziyelerin başladığı yerde onarım durmalıdır ;yapılması gerekli herhangi bir eklemenin mimari kompozisyondan farkı anlaşabilmeli ve gününün damgasını taşımalıdır.Herhangi bir onarım işine başlamadan önce ve bittikten sonra ,anıtın arkeolojik ve tarihi bir incelemesi yapılmalıdır.

    Madde 10 : Geleneksel tekniklerin yetersiz kaldığı yerlerde ,koruma ve inşa için bilimsel verilerle ve deneylerle geçerliliği saptanmış herhangi çağdaş bir teknik kullanılarak anıt sağlamlaştırılabilir.

    Madde 11 : Anıta mal edilmiş farklı dönemlerin geçerli katkıları saygı görmelidir ; zira onarımın amacı üslup birliği değildir.Bir anıt üst üste çeşitli dönemlerin izlerini taşıyorsa ,alttaki dönemleri açığa çıkarmak ancak bazı özel durumlarda -yok edilen malzemenin önemi azsa ,açığa çıkarılan malzeme büyük tarihi,arkeolojik, ya da estetik değer taşıyorsa ve korunma durumu böyle bir davranışı gerekli gösterecek kadar iyi ise haklı çıkarılabilir.İlgili unsurların öneminin değerlendirilmesi ile ilgili yargıyı ve neyin yok edileceği üzerinde kararı vermek ,sadece bu işi üzerine almış kimseye bırakılamaz.

    Madde 12 : Eksik kısımlar tamamlanırken ,bütünle uyumlu bir şekilde bağdaştırılmalıdır ;fakat bu onarımın ,aynı zamanda sanatsal ve tarihi tanıklığı yanlış bir biçimde yansıtmaması için,özgünden ayırt edilebilecek bir şekilde yapılması gereklidir.

    Madde 13 : Eklemelere ,ancak yapının ilgi çekici bölümlerine,geleneksel konumuna ,kompozisyonuna,dengesine ve çevresiyle olan bağıntısına zarar gelmediği durumlarda izin verilebilir.

    TARİHİ YERLER


    KAZILAR

    Madde 15 : Kazılar 1956 yılında UNESCO tarafından kabul edilmiş arkeolojik kazılarda uygulanması istenilen uluslar arası ilkelerle tanımlanan kararlara ve bilimsel standartlara uygun olarak yapılmalıdır.

      Yıkıntılar korunmalı ,mimari unsurların ve buluntuların sürekli olarak korunması için gerekli önlemler alınmalıdır. Bundan başka ,anıtın anlaşılmasını kolaylaştıracak ve anlamını hiç bozmadan açığa çıkartacak her çareye başvurulmalıdır.
    Bütün yeniden inşa işlemlerinden peşinen vazgeçilmelidir.Yalnız anastylosis'e yani mevcut fakat birbirinden ayrılmış parçaların biraraya getirilmesine izin verilebilir.Birleştirmede kullanılan madde her zaman ayırt edilebilecek bir nitelikte olmalı ve bu .anıtın korunmasını sağlamak ve eski haline getirmek için mümkün olduğunca az kullanılmalıdır.

    YAYIN

    Madde 16 : Bütün koruma ,onarım ve kazı işlerinde her zaman çizim ve fotoğraflarla açıklık kazanmış çözüm getirici ve eleştirici raporlar halinde kesin belgeler hazırlanmalıdır.
    Temizlemenin,sağlamlaştırmanın,yeniden düzenlemenin ve birleştirmenin her safhası -çalışma sırasında ortaya çıkan ,tanımlanmış biçimsel ve teknik özellikler göz önünde tutularak -raporda gösterilmelidir.Bu belgeler bir resmi kurumun arşivine konmalı ve araştırıcılar bundan yararlanabilmelidir.Bu raporların yayınlanması tavsiye edilir.


    Tolga KOCADÖLÜ Mimari Restorasyon Öğr.

    4 Ocak 2011

    Utanma Duygusu İnternet'te Utanma

    0 Yorum


    UTANMA NEDİR ?

    insanoğluna bahşedilmiş güzel bir özelliktir. sebep değil sonuç olmasına rağmen ilk bakışta sebepmiş gibi görünebilir. (1) bu farkı ayırt edememe sonucu, yani utanmayı bir sebep olarak görmek, rüzgarın önünde savrulup giden bir yaprak misali insanın oradan oraya sürüklenmesine yol açacaktır.
    Çünkü, tek başına bir hissin hissedilmesine veya hissedilmemesine göre verilen kararlar boş bir öznellikten öteye gidemeyecektir üzerinde hatırı sayılır bir şekilde durulmamışsa durumun. utanma durumu için bireyin geliştirdiği öznel tutumu ise çevreden ve kültürden aşırı bir şekilde etkilenecektir. birey, bireyliğini ortaya koyacak bir farkındalık durumundan alabildiğine uzak olacaktır. (2) bu haliyle, yaşadığı toplumun bir piyonu olacaktır ancak.

    Utanmak bir sebep değil sonuçtur dedik. (3) bulunduğu durum veya yaşayış tarzı nasıl olursa olsun elindeki verileri, bilgileri* de hesaba katarak eleştirel düşünce tarzını benimseyip kendisine karşı da acımasız olan bireyler... işte böyleleri için, rüzgarın önündeki yaprak tanımı tamamiyle boşa çıkacaktır, nasıl olsun ki? bunlar rüzgarı istedikleri gibi yönlendirebilmektedirler. bulunulan bir durumun, yapılan bir davranışın olası sonuçlarını, getirdiklerini ve götürdüklerini bütün sonuca ulaşma yollarını kullanıp kendilerini hesaba katmadan, eleştiren bireyler tam anlamıyla bireydirler işte.

    Utanma bir bilgi ve yetenek işidir. içinde böyle bir yetenek barındıran birey eleştirel bakış açısını ve bilgileri kullanarak bu konuda çok iyi bir konuma gelebilir. eğer, böyle bir yetenek mevcut değilse, eleştirel bakış açısı ve edinilen bilgiler yapılan davranışı haklı çıkarmak için manipüle edilecektir yüksek ihtimalle. yani, yeteneği olan için eleştirel yaklaşım büyük bir hazine iken, yeteneği olmayan için çok da fazla bir anlam ihtiva etmemektedir.

    Aslında, utanmanın doğasına inecek olursak, allah'ın insanoğluna güzel bir bahşi olduğunu görürüz. sergilediği davranışın sonucunu en çabuk elden görmeye meyilli insanoğlu için utanma duygusu güzel bir "perde" görevi görmektedir. yani, en basitinden bir insan "utandığı" için yapmayabilir. (4) böyle bir duygu olmasa, günlük hayatın koşuşturmasında bütün insanlardan eldeki bilgiler ve veriler ışığında eleştirel bakış açısı bekleyip buna göre genel geçer bir "utanma" fikri oluşturmak imkansız gibi bir şey olurdu.(5)

    Hasılı, utanmak güzel bir duygudur. ama utanma sınırlarının iyi çizilmesi gereklidir. bu da çok kolay bir mesele olmamaktadır. çünkü utanma bir sebep değil sonuçtur. bu sonuç da bizim kendi özelliklerimize, birikimimize, yaklaşımlarımıza göre değişmektedir. yani, utanma konusunda hissettiğine güvenen birey aslında bizatihi kendisine ve çevresine güvenmektedir. bu da yaprak misali rüzgar önünde sallanmaya benzer eleştirel bakış açısı ve eldeki bilgileri ve verileri kullanmadan.

    (1) hani "utandığım için yapmıyorum" gibi.
    (2) yaşanılan çevrenin tutumu hep en doğru gelecektir böyle insanlara, doğruluğu üzerinde saniye mesai harcamadan. çünkü ilk hissettiği gibi yaşamaktadır ve tutumuna eleştirel tarzda yaklaşmayı bir kenara bırakın, tutumuna gelcek eleştirilere dahi gözü kapalı olacaktır.
    (3) hani "bunun doğru olmadığını düşündüğüm için yapmıyorum ve bunu yapmaktan bu yüzden utanıyorum."
    (4) utanma gerektirmeyen durumlarda bile aşırıya kaçıp utanılan durumlar yok mudur? vardır elbet.
    (5) "şu gibi davranışların sergilenmesi kötüdür, öyledir böyledir" gibi ne ka
    dar ahkam kesilirse kesilsin "utanma" duygusunun yokluğunda insanlar kolay kolay yola gelmeyecektir.



    İnternet'te Utanma Duygusu

    İnsanların internette utanma duygusunu bastırdığını daha çok anlıya biliyoruz. Neden mi ?

    Genelde internet kullanıcıların normal hayatlarından daha çok kendini anlatabildikleri sanal bir portaldır çünkü insanlar birebir temas konusunda örf ve adet konularına daha çok önem verdiklerini görmekteyiz.Ama insanların internet kullanırken daha cesur ve daha çüretkar olduklarını görmekteyiz kendi hayatımızdan örneklerde verebiliriz normalde çok çekingen olan insanlar ile internette konuştuğumuz zaman insanların kendilerini anlatma konusunda fazla sıkıntı yaşamadığını düşünüyorum.

     Çünkü ona yardımcı olarak çok sayıda yardımcı ekler mevcut.İnsanlar genelde iletişim konusunda fazla bilğiye sahip olmadığından dolayı kelime kapasitesi ve vücut dilini kullanım acısından biraz eksik kalıyor ama internette vücut diline fazla gerek kalmadan sadece jest ve mimikler ile yaptıkları iletişimin daha iyi olduğunu söyleyebiliriz insanlar tek başına kaldıklarında kendi yaptıklarından utanmazlar fakat toplumun getirdiği baskılardan dolayı gelinen şu durum insanların tüm hareket,düşünce ve ifadelerini kısıtladığını görmekteyim ama internet kullanıcıları bu konuda daha rahat kendi kelimeleri yada bir gördüğü alıntıdan esinlenerek yaptıkları dialoğlarda daha iyi bir iletişim kurduklarını gözlemlemekteyim.

    Utanmazlara...
    Utanmazlar gemi azıya aldı,
    Sersem mayın gibi dolanır bunlar.
    Bataklık savunmak bunlara kaldı,
    Gönüllü çamura bulanır bunlar.

    Bunlar, 
    doğru yoldan sapar utanmaz,
    Namus defterini kapar utanmaz,
    Isırmazsa eli, öper utanmaz,
    Dudağı kirlense 
    yalanır bunlar.

    Kılıktan kılığa her şekle girer,
    Doğruya yönelmez, ayağı direr.
    Haşmetli eteğe yüzünü sürer,
    Merdin paçasında bilenir bunlar.

    Yalancı muhbirdir, 
    ahlaken fakir,
    İktidar yağlamak bunlarca zikir.
    Zalimin önünde dualar okur,
    Mazlumun ardından ilenir bunlar.

    Devletin malına çekinmez dalar,
    Birisi ‘höt’ dese,...... yalar.
    Her türlü toprağa kökünü salar,
    Lağım suyu ile sulanır bunlar.

    Şahsi çıkar için 
    paralanırlar,
    Her dönem birine kiralanırlar.
    Eşeğin ardında sıralanırlar,
    Deve kervanına ulanır bunlar.

    Aldırmaz Nevzat’ın bunca taşına,
    Göz diker yoksulun lokma aşına.
    Güçsüze zalimdir, çöker başına,
    Güçlüden merhamet dilenir bunlar

    Halk Ozanı Karamanlı Nevzat


    Tolga KOCADÖLÜ Mimari Restorasyon Öğr
     
    Designed by: NewWpThemes | Converted to tolgakocadolu by Professional TK Templates | Contact | About